Halı Ve Kilimler
Çok eski tarihlerden bu yana kullanılan halının, İ.Ö.IV. yüzyılda ortaya çıktığı sanılır. Asya’da yaşayan göçebe çobanlar tarafından dokunan kilimler, çadırların zeminini süslüyor, sıcak, yumuşak olmalarının yanı sıra kolaylıkla taşınabilmektedirler. Üstlerine o yörenin görünümleri ve hayvan resimleri işlenirdi, ama kötü ruhları uzaklaştırmak amacı ile simgesel büyü motifleri de kullanılırdı. Daha sonra, en yaygın motiflerden biri, bahçe motifi oldu. Bu motifi içeren bir halı dikkatle incelendiği zaman, ortası ile kenar suları arasında belirgin bir ayrılık görülür. Ortasındaki motifler bir yerde bitmez. Hep daha öteye doğru uzayıp gider gibidir. Kenar suları ise, yenilenen ve bir noktada sona eren geometrik biçimlerden oluşmaktadır. Müslümanlar için bahçe cennet anlamına gelir, orada çiçekler ve yemiş ağaçları boldur, sular gürül gürül akar, zaman ve uzam (yer, uzay) yoktur. Süreklilik ve tükenmezlik, halılarda sözünü ettiğimiz sınırlandırılmayan, tamamlanmayan bir motifle yansıtılır. Bunun karşıtı olan yeryüzü yaşamıysa, yenilenen zaman birimleri olarak belirtilir. Bu nedenle kenarlarda yer alan geometrik şekiller tıpkı yeryüzündeki yaşam gibi belirgin tamamlanmıştır. Halı alan ya da halı sahibi olan biri onun özgünlüğünü ve niteliğini anlamaya yarayacak klasik yöntemleri kabaca biliyor olmalıdır. Mesela, düğümler, resimler veya el dokuması olup olmadığı gibi.